Pandaların nesli tükenmişti ama arenaya eklenmesi fikri heyecanla karşılanmıştı. Tasarım, orta menzile kadar yıkıcı saldırılar yapabilecekti. Uyuşuk olarak bilinen pandalar, sanılanın aksine güçlü ve bilge canlılardı. Sadece insanların karşısında hiçbir şey yapmazlardı. Gerçek yüzlerini arenada göstermek muazzam olacaktı.
Silahlar
Nefertum, taptaze nilüferlerin kokusuyla şimdiye kadar herkesi etkilemeyi başarmıştı. Şu an üzerinde çalıştığı karışım ise öyle bir koku bulutu yayacaktı ki rakipleri içinde boğulurken, dostları kendini daha güçlü hissedecekti. Tüm tanrı ve tanrıçalar onu yeni yetme bir çocuk sanarken o arenanın en gözde silahını yapmış olacaktı.
Thor eldiveni Jarngreipr’a bakıyor ve olmasa yine de Mjöllnir’i tutabilecek kadar güçlü olur muydu diye düşünüyordu. Sonuçta gücünü eldivenden alıyordu ve kesinlikle bu gücün değerlendirilmesi gerekiyordu. Panda robotun tasarımına bakılırsa pek ala bu eldiveni taşıyabilirdi. Ayrıca silaha drone eklemesi yapacak ve bu dronelar eldivenden aldığı güçle rakiplerin sonunu getirecekti. Thor, eldivensiz çıplak hissedecek olsa da bu gücü arenada göstermezse yazık olacağını biliyordu.
Kayra’nın oğlu Kızagan, içindeki savaş arzusuyla yanıp tutuşuyordu. Savaş tanrısı olarak bu işin dışında kalamazdı. Kayra'ya silah tasarımını sundu. Silaha en uygun robotun insansı hareketleriyle panda olduğunu düşünüyordu. Sırtına takılacak başlığı kollarıyla rahatça alıp düşmanını ezebilecekti. Silahı istediği şekilde hareket ettirebilecek ve rakipleri hızından dolayı silahı göremeyecekti bile. Kızagan açılış gününün bir an önce gelmesini istiyordu.